L’Oréal Türkiye, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında sürdürülebilirlik yolculuğundaki güncel adımlarını paylaştı. 2010’dan bu yana yürüttüğü “Gelecek için L’Oréal” programını bilim ve teknoloji ışığında geliştirmeye devam eden marka, bu yıl üç ana başlıkta dikkat çekti: Teknoloji, Bilim ve İnsan Odaklı Sürdürülebilirlik.
Dijital karbon salınımını azaltmak için geçtiğimiz yıl IMPACT+ iş birliğini başlatan L’Oréal Türkiye, bu uygulamayı artık tüm markaları için yaygınlaştırdı. Ad Net Zero Türkiye oluşumuna verdiği destekle, iletişim sektöründe de net sıfır hedefiyle dönüşümün parçası oluyor.

Doğaya katkı tarafında ise, Muğla’daki yangın bölgelerine 50 bin tohum topu ile 6000 m2’lik bir alan için yeniden yeşertme çalışmaları sürdürülüyor. Öte yandan, yeniden doldurulabilir ürün portföyüyle ambalaj atığını azaltmayı hedefleyen şirket, 2030’a kadar saf plastik kullanımını %50 düşürmeyi ve tüm ambalajlarını geri dönüştürülebilir hale getirmeyi planlıyor.
L’Oréal Türkiye, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel değil, toplumsal kalkınmanın da anahtarı olarak görüyor. 2030 yılına kadar 5 milyon kadının güçlenmesine katkı sunma ve 100.000 dezavantajlı bireyin işe erişimini destekleme hedefi bu yaklaşımı yansıtıyor.

L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel değil, bütüncül bir dönüşüm hedefi olarak benimsediklerini şu sözlerle vurguladı:
“Sürdürülebilirliği sadece çevresel bir hedef değil, iş yapış biçimimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Bilimi, teknolojiyi ve insanı bir araya getirerek daha yaşanabilir bir geleceği birlikte inşa ediyoruz. Tüm ekosisteme sesleniyor, birlikte dönüşmenin gücüne inanıyoruz.”
Bu yenilikçi ve bütüncül yaklaşımıyla L’Oréal Türkiye, sadece bugünü değil, yarının dünyasını da daha sağlıklı, daha eşitlikçi ve daha sürdürülebilir kılma yolunda kararlılıkla ilerliyor.