Bir adam vardı…
Canı sıkılınca Turkcell’le konuşurdu.
O dönemin en sade ama en etkili fikirlerinden biriydi bu.
Turkcell, “iletişim” kavramını sadece teknolojiyle değil, insan duygularıyla anlatmıştı.
Reklam, canı sıkılan bir adamın telefonla konuşarak yeniden “hayata bağlanmasını” konu alıyordu.
Ne bir ürün tanıtımı, ne bir kampanya… sadece bir his: “Turkcell varsa, yalnız değilsin.”
Basit bir fikirle büyük bir farkındalık yaratan bu kampanya, o dönemin Türk reklamcılığına insan odaklı yaklaşımın kapısını açmıştı.























